20 Haziran 2012 Çarşamba

Gadamer'de Hakikat Arayışı

Pozitivizmin 19. yüzyılda kazandığı üstünlük tin bilimlerinin (tarih, edebiyat…) bilim olup olmadığı konusundaki tartışmaları . Bilim diye nitelendirilen sadece doğa bilimleri (fizik, matematik…)dir. Diğerleri ise kuramsal bilgi vermediğinden bilimin şemsiyesi altına giremeyen düşünceler. Fakat tin bilimlerinin bilim olmadığı görüşüne karşı yükselen sesler giderek artar ve tin bilimleri ile ilgilenenler hümanistik geleneğin temsilcileri olduklarının bilincine varırlar. Böylece tin bilimlerinin de bilim olduğunun bilinci oluşmaya başlar. 

Hermeneutiğin felsefe alanında belirmesiyle başlayan bu süreç –ki bu süreci başlatan Schleiermacher’dir- Dilthey ile devam eder. Dilthey tin bilimlerinin de bilim olduğu yolundaki çalışmalarını doğa bilimleri ile tin bilimlerinin aynı yöntemle ilerleyemeyeceğini ortaya koyması ile devam eder. Fakat Dilthey her ne kadar tin bilimlerinin de bilim olduklarını vurgulamış olsa da 19. yüzyılın pozitivist etkisinden kurtulamaz: Tin bilimleri için bir yöntem arayışı içerisine girer. Dilthey’in hermeneutiği tin bilimlerine yöntem olarak belirlemesi, Dilthey’i doğru gittiği yoldan saptıracaktır. Çünkü –Gadamer’in de savunacağı gibi- tin bilimleri ve doğa bilimlerinin nesneleri farklı olduğundan aynı yöntemlerle hakikate ulaşamazlar. Husserl ve Heidegger ile devam eden süreç Heidegger’in düşünceleri ışığında ilerleyen Gadamer ile devam eder. Gadamer Dilthey’in hermeneutiği tin bilimleri için yöntem olarak ortaya koymasına karşı çıkar. Çünkü tin bilimlerinin asıl aradığı bir yöntem değildir; hakikattir (s. xxxiv). Gadamer’in çıkış noktası tin bilimleri ile doğa bilimlerinin objektivitelerinin aynı olamayacağı sorunudur. Bu sorunu aşmak için de başvurulması gereken kaynak hümanistik gelenek olur. Çünkü hümanistik gelenek de tin bilimleri gibi pozitivist görüşün iddialarına karşı durur. Bu nedenle Gadamer bildung, sağduyu, yargı ve beğeni gibi hümanistik kavramlara başvurur. Gadamer’in amacı bu kavramlardan yola çıkarak sanata ulaşmaktır. Çünkü sanata bildung (Gadamer’de insanın içsel gelişimini ifade eder) ile başlayan yolculuk beğeniye ulaştığında sanat söz konusu olur. 

Gadamer’in aradığı şudur: Sanatın hakikati içerip içermediği sorunu. Gadamer, tin bilimlerinin hakikati içerip içermediği sorusuna yanıtını bulmak için sanata başvurur. Sanatın hakikati içermesi Gadamer’e göre “anlama”yı içerip içermediği sorunu ile ilgilidir. Çünkü sanat ile tin bilimleri ilişkisi ancak bu sorunla birlikte açıklığa kavuşacaktır. Bunun için de “oyun” ile tin bilimleri ilişkilendirilir. Oyun estetik bir deneyim içerir ve oyunun amacı –aynı zamanda tin bilimlerinin de- yeniden yaratmaktır. Oyun da tin bilimleri de bir kendini anlama sürecidir, yani insanı anlama çabası içerirler. Böylece doğa bilimleri ile tin bilimlerinin objektivitelerinin farklı olduğu da ortaya konulmuş olur. Gadamer “anlamanın ne kadar etkili bir olay olduğunu ve modern tarihsel bilincin içinde yer aldığımız gelenekleri pek de zayıflatmadığını ispatlamış” olsa da amacı “bilim pratiği ya da hayat pratiği için buyruklar inşa etmek değil, gelenekler hakkındaki mevcut düşünüşü düzeltmeyi denemektir” (xxxvi). İçinde yaşanılan dünya, aynı zamanda tecrübeleri de içeren bir dünyadır ve anlamanın mümkün olması da bu tecrübelerle ilişkilidir. Çünkü anlama geçmişte yaşananlar geleceğe taşınabildiği ölçüde –Gadamer’in deyişiyle ufukların kaynaşması ile- gerçeklebilir. 

Gadamer, pozitivizme karşı çıkarak başlar yola. Amacı tin bilimlerinin de hakikati içerdiğini ortaya koymaktır. Gadamer Dilthey’in yaptığı gibi bir yöntem arayışına girmez. Çünkü sorun bir yöntem sorununun ötesinde bir hakikat sorunudur. Bunun için de anlamanın nasıl gerçekleştiği sorusunu kılavuz edinir. Gadamer’in bu yolda edindiği cevap anlamanın “ufukların kaynaşması” ile mümkün olur. Bu da ancak kişinin kendisini ötekine açması –ki bu da dil aracılığı ile sağlanacaktır- ile mümkün olabilir. Başkasını anlamak için kendini bilinmeyene açmak ve kendini anlamak için diğerini anlamak Gadamer’in amacına ulaşmasını sağlayan etken olur. Böylece Gadamer pozitivizme karşı başlattığı savaşta aslında tin bilimlerinin de hakikati içerdiğini ortaya koyar.

Hans-Georg Gadamer
Hakikat ve Yöntem
çev: Hüsamettin Arslan (ing.),İsmail Yavuzcan (alm.)
İstanbul: Paradigma Yay., 2008
384 s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder