Ursula K. Le Guin bir denemesinde okurlarından birinin ona, “Bu fikirler
aklınıza nereden geliyor?” diye sorduğunu ve bu soruya ciddi bir yanıt
beklediğini anlatır. Le Guin, yazar olmanın tekrarlı, uzun süren,
yöntemli çalışmalar gerektirdiğini ve bunun bir püf noktası olmadığını
söyler. Büyük ihtimalle okur bu yanıtı sevmemiştir. Öyleyse bu okura
Feyza Hepçilingirler’in "Nasıl Pop-Yazar Olunur?" adlı kitabını
önermekte fayda var. Lakin anlaşılan o ki meraklı okur bu sorunun
yanıtını ancak bu kitaptan alabilir.
Hepçilingirler,
son zamanlarda neredeyse her yerde karşımıza çıkan En Çok Satan
Kitaplar Listesi'ne yeni bir kitap eklemek için öneriler sunuyor; yazar
-ama pop-yazar- olmanın püf noktalarını anlatıyor. Bu kitaplar için en
önemli nokta olan 'kazanç' kısmını ise -tabiri caizse- es geçmiyor.
Hatta Hepçilingirler, öyle bir sistem oluşturuyor ki, bir yandan yazar
(!) olabilmenin püf noktalarını verirken öte yandan en yüksek kazancın
bu yolla nasıl sağlanabileceğini de uzun uzun anlatıyor. Malum devir
para kazanma devri ve serbest piyasa ekonomisi dediğimiz şey edebiyata
dahi yansıyor. Hâl böyle olunca gündemden düşmeyen, 'çok okunan'
kitaplar değil, 'çok satılan' kitaplar oluyor. Çok satılan kitap demek
iyi bir kazanç sağlamak anlamına geldiğinden ve günümüzde birçok kişi
kolay para kazanmanın hayalini kurduğundan, yazar olma girişimleri para
kazanma derdinin ötesine geçemiyor.
Hepçilingirler, para kazanma
arzusuyla yanıp tutuşan yazarlar/pop-yazarlar için birçok pop-kitap
fikrini ardı ardına sıralıyor. Pop - yazar olmak ya da Çok Satanlar
Listesi'ne adını yazdırmak zor değil. Gündemde ne var? Ergenekon mu?
Alın size çok satacak bir kitap için kallavi bir konu. En çok hangi dizi
izleniyor? Kanuni’nin haremini anlatan mı? Yeni bir konu daha...
Türkiye’yi kim yönetiyor, magazin programlarında hangi ünlünün adı en
çok anılıyor, kimin hayatı merak ediliyor, hangi siyasetçi nereye
koşuyor, hangi yemekler nasıl yapılıyor, bebek nasıl büyütülüyor, hangi
burç kimi, nasıl etkiliyor, kim kimin tavuğuna “kışt” diyor... Bunların
hepsi popüler olabilecek bir kitap yazmanız için yetiyor da artıyor. Ha,
ben gündeme meşgul olamam diyorsanız; Hepçilingirler onun çaresini de
sunuyor: Oturun, kendi hayatınızı yazın diyor. O nasıl mı oluyor? Çok
basit. Bir 'yazar'ın da dediği gibi “Oturuyorsunuz ve (hayatınızı)
yazmaya başlıyorsunuz.”
Gazetelerde,
uzun uzun yapılan araştırmalar sonucunda Amerikalıların günde yaklaşık
on altı saatini televizyon karşısında geçirdiğininin bilgisi yer alır.
Türkiye’nin Amerika'yı geçmek üzere olduğu -neredeyse- tek konu olan
televizyon izleme oranlarına bakıldığında Türkiye’deki okurların da
'uyuyan okur' olduğu kanısına varmak zor değil.
Televizyon
karşısında kitap okuyan/okuyormuş gibi yapan okur sayısı az değil. Bu
nedenle okunacak değil karşısında uyunacak kitapları yazdıktan sonra
yapılacak şey; para harcamaya başlamak -nasılsa harcanacak parayı
misliyle geri alacaksınız. Ardı ardına yazılan kitapları çok satmak için
yapılacak en önemli şey: Reklam. Sonrası zaten çorap söküğü gibi
geliyor. Dickens’ın, Dosytoyevski’nin, Tolstoy’un kitaplarının reklamı
mı vardı, demeyin. Çünkü devir para kazanma devri olduğundan pop -
yazarlar yüzyıllarca okunmak derdinde değil. Artık önemli olan En Çok
Satan Kitaplar Listesi'nde yer alabilmek. Bu da hem yayınevine hem de
yazara bol kazanç sağlamak anlamına geliyor.
Gerçek yazar olmak mı? O, Le Guin’in dediği gibi tekrarlı, uzun süren ve yöntemli çalışmalar gerektiriyor.
Feyza Hepçilingirler
Nasıl Pop-Yazar Olunur?
İstanbul: Everest Yayınları, 2013.
255 s.